Bazkon Basın ve Medya LTD. ŞTİ.

Ay'a çıkıp uzayda maden arama masalları, yoksulluğun sesini bastırmaya yetmedi. 

6 yıldır bir sır gibi saklanan, tüm hatırlatmalara rağmen ısrarla unutulan rehineler;  AKP'nin gündemine işte bu nedenle girdi.

Rehine kurtarma operasyonu yapılacağından kimsenin haberi yoktu, İstihbarat hazır ve gizlilik esastı.

Ama Türk istihbaratının hesaba katmadığı bir şey vardı: 'Erdoğan'

Siyasetin kurnaz tilkisi 'Çarşamba günü müjde vereceğim' diyerek açıklama yaptı. İleride 'Rantın Babası' olarak alınacak Erdoğan, yine siyasi bir rantla kahraman olmayı planlıyordu.

Ancak: işler yolunda gitmedi ve ve rehine kurtarma operasyonu tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. 

Erdoğan'ın; böylesine bir açıklamayla, rehineleri hedef tahtasına oturtacağını kim tahmin edebilirdi ki ? 

Türkiye müjde beklerken, 13 vatan evladının bayrağa sarılı tabutu geldi.

O sırada Erdoğan; koronalı AKP kongredeki kalabalıktan duyduğu memnuniyeti belirtip sevinç gösterisi yapıyordu. 

Bir anonsla, biranda salon susturuldu, hüzün rüzgarları estirildi ve tam da programın işleyişine uygun olarak bir arama gerçekleştirildi.

Aranan kişi, şehidimizin annesi Ayşe Hanım'dı. Etinden et kopmuşcasına ağlıyor, iç çekişi duyanları kahrediyordu. 

Telefon mikrofona paraleldi ve kameralar kayıttaydı. Artık her şey, Erdoğan'ın laf cambazlığına kalmıştı.

Ayşe Ana ağlamaklı bir halde, "Ben oğlumu sana emanet etmiştim" dedi. 

Erdoğan da bir dil manevrasıyla, "Emanetiniz, emanetimizdir" diye cevap verdi. 

Salondan alkış tufanı kopsa da salonun dışında, orada bir yerlerde birileri olup biteni izliyordu. 

Yani oada bir yerlerde, birileri;  'EMANETE İHANET EDİLDİĞİNİ BİLİYODU.' 

VE ASLA UNUTMAYACAKTI!